Yeni Dünya Ve Yollar Savaşı
Dünyada son 20 yılda gelişen sıcak savaşlarla birlikte ekonomi savaşının da kızıştığı gözlenmekte. ABD’nin başını çektiği batı emperyalizminin çöküşe geçtiği Avrasya’nın atağa kalktığı bir dönemin şahidi olmaktayız.
Tesnim Haber Ajansı- ABD’nin başını çektiği batı emperyalizminin Irak’a girmesi, ardından Arap Baharı adı altında İslam ülkelerinde darbelerin yaşanması, Suriye Savaşı ve Yemen savaşı ile Batı Asya bölgesindeki Müslüman ülkeler yeniden dizayn edilmeye çalışırken, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi, Irak, Suriye ve Yemen’de istenilen tam hedeflere ulaşılmadan Ukrayna savaşının patlak vermesi ve günümüz dünyasında soykırımın yaşandığı Gazze savaşı adı konulmamış bir sıcak dünya savaşının yaşandığını göstermekte. Yaşanan bu sıcak savaşların gölgesinde dünya ülkeleri bir taraftan silahlanma yarışına girerken diğer taraftan soğuk savaş diyebileceğimiz ekonomik bir savaş yürütmekte.
ABD’nin başını çektiği tek kutuplu dünya düzeninin hegemonyasına karşı oluşturulan Şanghay İşbirliği Örgütü, NATO’ya karşı askeri bir oluşumu hayata geçirirken henüz NATO gibi askeri bir teşkilatlanma yapısı gerçekleştirmemiş ve yaşanan sıcak çatışmalara fiili olarak müdahil olmamaktadır. Fakat Doğunun NATO’su olarak adlandırılan ŞİÖ ekonomik savaşın gelecekteki koruyucusu olacağını öngörebilmekteyiz.
Bununla birlikte Dünyada yaşanan ekonomik savaş her ne kadar sıcak savaş kadar dünya kamuoyunun gündeminin bir numarasında yerini almamış olsa da savaş envanterlerinin yıkıcı sesi ve hayatını kaybeden insanların çığlıklarının altında büyük bir hızla ilerlemeye devam etmekte.
Batının elindeki ekonomi silahı olan IMF, Dünya Bankası, G7 gibi kuruluşların dünya ülkeleri üzerinde kurdukları küresel emperyal ekonomi sisteme karşı bağımsızlıklarını kazanmak isteyen ülkeler ekonomi savaşını başlatmış durumdalar. Kurumsal anlamda oluşturulan BRICS bu adımın en somut örneği olarak karşımıza çıkmakta. Son katılımlarla birlikte BRICS, dünya nüfusunun yüzde 46'sını, dünya ekonomisinin yüzde 31'ini dünyanın en büyük 10 petrol üreticisinden 6'sını, dünyanın en büyük doğal rezervine sahip 10 ülkenin 5'ini, dünya petrol üretiminin yüzde 43'ünü, küresel yabancı yatırımların yüzde 22’sini ve küresel ihracatın yüzde 25'ini temsil eden bir blok oldu. Bu durum ekonomi savaşının boyutunu ortaya koyması açısından önem arz etmekte.
Bu anlamda Çin’in 2013 yılında duyurmuş olduğu ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesi küresel ekonomi sistemi karşısında atılan en önemli adımlardan biridir diyebiliriz. Tarihi İpek Yolu’nu canlandırmayı planlayan kara ayağı ve "21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu" olarak adlandırılan deniz ayağı ile proje Çin’den başlayıp Vatikan’a kadar ulaşacak bir ağ kurmayı hedeflemekte. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesi girişimine 10 yılda 155 ülke katılırken 70'ten fazla ülkede yürütülen projeler, dünya nüfusunun 3'te 2'sini, küresel gayrisafi hasılanın yarısını kapsayan coğrafyaya yayıldı. Bu verilere baktığımızda silahlar kadar ses çıkarmayan ekonomi savaşının dünyanın yarısını kapladığını söyleyebiliriz.
Rusya ve Çin’in girişimleriyle oluşturulan birliktelikler ve projelere ilaveten İran ve Rusya’nın öncülüğünde oluşturulan Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru (INSTC), da ekonomi savaşının bir diğer ayağını oluşturmakta. Tahran'ın Azerbaycan ve Rusya ile diğer ülkelerle bağlantı kurmayı planladığı İran limanlarını ve demiryollarını kullanarak Hindistan'daki Mumbai'den Finlandiya'ya mal taşımayı kolaylaştırmak için tasarlanmış bu projeye Ermenistan, Azerbaycan, Kazakistan, Belarus, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna ve Bulgaristan da dahil oldu. Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru, İran ve Rusya için ABD ambargosunu aşmak ve küresel ekonomik sistem yaptırımlarını aşmak adına önem arz etmekte ve alternatif bir ağ oluşturmaktadır.
Kafkasya bölgesinde bir diğer girişim ise Türkiye tarafından gündeme getirilen ve Türkiye’nin Türki Cumhuriyetlerle bağlantısını kurmayı hedefleyen Zengezur Koridoru projesidir. Türkiye her ne kadar NATO üyesi ve küresel ekonomi sisteminin bir unsuru olsa da değişen dünya düzeninde ve ekonomi savaşında kendi payını almak, rakiplerine ben de bu savaşta varım demek için girişimlerde bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin bir başka girişimi ise Kalkınma Yolu Projesi’dir. Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında imzalanan mutabakat zaptı ile hayata geçirilecek olan Kalkınma Yolu Projesi, Irak’ın Büyük Fav Limanı’ndan Türkiye’ye 1200 km’lik demir ve karayolu bağlantısı kurarak Türkiye üzerinden Asya ve Avrupa bağlantısı kuracak. 17 milyar dolar olarak tahmin edilen büyük bir maliyetle hayata geçirilecek proje FAV Limanı'ndan Londra'ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşımı sağlayarak hem Süveyş kanalına hem Çin’in İpek Yolu projesine bir alternatif oluşturmayı hedeflemekte.
Dünya devletleri yeni yollarla soğuk savaşlarını sürdürürlerken Yemen Ensarullah Hareketinin Filistin halkına destek vermek amacıyla Kızıl Denizde işgalci Siyonist İsrail gemilerine ve işgal altındaki limanlara giden gemilere karşı düzenlediği operasyonlar yeni dünya düzeninde yollar savaşının gelecekte daha çok ön plana çıkacağını göstermekte.