Netanyahu'nun Akıbeti Miloşeviç Gibi Mi Olacak?


Netanyahu'nun Akıbeti Miloşeviç Gibi Mi Olacak?

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı’nın Siyonist rejimin başbakanı Netanyahu hakkında "yakalama kararı" başvurusunda bulunması rejim için hukuki ve uluslararası bir yenilgidir. Lahey Mahkemesi, ABD ve Yahudi lobisinin baskılarına rağmen bu konuda bir karar verebilirse İsrail için diplomatik bir felaket olur. 

Tesnim Haber Ajansı- Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Ahmed Han, Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savaş Bakanı Yoav Gallant hakkında "yakalama kararı" başvurusunda bulunduğunu bildirdi. Bu adım, diplomatik ve siyasi mücadele alanında önemli bir gelişmeydi. Bu yüzden rejimin başvuruya karşı Dışişleri Bakanlığı bünyesinde özel bir komite kurulduğu belirtildi.

Siyonist siyasetçilere yönelik tutuklama kararı, UCM'nin, Amerika Birleşik Devletleri'nin yakın müttefiklerinden birinin en üst düzey liderini ilk kez hedef alması anlamına geliyor.

UCM yargıçlarından oluşan bir heyet, Han'ın tutuklama emri için yaptığı başvuruyu değerlendirecek.

Bu önemli gelişme 5 açıdan değerlendirilebilir;

-Söz konusu girişim başvuru aşamasında ve Lahey Mahkemesi yargıçlarının bunu karara dönüştürmesi gerekiyor. Bu gelişmenin yayınlanması bile Siyonist rejim için hukuki ve uluslararası bir yenilgidir.

Önümüzdeki haftalarda veya aylarda Lahey Mahkemesi yargıçları, ABD’li yetkililerin ve Siyonist lobinin siyasi baskısına rağmen bağımsızlıklarını koruyabilirlerse ve Netanyahu ile Gallant'ı savaş suçları ve Gazze'de 50 bin sivili öldürmekten mahkum edebilirlerse, rejimi diplomatik depremle sarsılacaktır.

- Kuruluş belgesi Roma Statüsü olan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), uluslararası ilgiye mazhar en ciddi suçlar olan soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ile saldırı suçunun faillerini yargılamak ve hesap verilebilirliği sağlamak amacıyla kurulan ilk daimi uluslararası ceza mahkemesidir ve ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları çözme görevi bulunan Uluslararası Adalet Divanı'ndan (UAD) farklıdır. Kuruluşu bakımından Uluslararası Ceza Mahkemesi sürekli bir mahkeme olup, uluslararası nitelikteki en ağır cürümlerden sanık kişileri kovuşturma görevini üstlenmiş, ulusal mahkemelerin tamamlayıcısı bir mahkeme konumundadır. 

- Şu ana kadar Roma Statüsü AB ülkeleri de dahil 139 devlet tarafından imzalanmıştır. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı, rejimin başbakanına ve savaş bakanına karşı bu ülkelerin iç mahkemelerinde dava açılmasının temeli olabilir. Bu davalar, rejimin Avrupa'nın çeşitli başkentlerindeki büyükelçiliklerini yorucu hukuki sürecine dahil edecek ve Lahey Mahkemesi'nin kararı çıkması durumunda bu iki kişinin Avrupa başkentlerine seyahatleri Tel Aviv için zor koşullar yaratacak. Bu duurmda her gezide, söz konusu kişiler manşete çıkacak ve tutuklanma olasılığı ile sokak protestoları gündemde olacak. Bunlar, rejimin siyasi ve diplomatik açıdan yalnızlaşmasına yol açacaktır.

-Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Ahmed Han, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar ve Hamas'ın askeri kanadı İzeddin el-Kassam Tugayları'nın lideri Muhammed ed-Dayf hakkında da "yakalama kararı" başvurusunda bulundu. Ancak 7 Ekim'de yarısı asker olan 1.000 yerleşimci öldürüldü ve 130 kişi esir alındı. Bu rakam, 10 bin Filistinli mahkum veya 50 bin Filistinli şehit sayısı ile asla kıyaslanamaz. Görünüşe göre sayasi baskı sonucu direniş liderlerinin isimleri başvuruda yer almış ve listeyi dengelemeye çalışılmıştır. Aslında cellat ile kurban eşit tutulmuş. Bu arada 5 yıldır Gazze dışında olan İsmail Heniyye’nin listede yer alırken (Siyonist İsrail Genelkurmay Başkanı) Herzi Halevi’ninismi eklenmemesi çok tuhaftır.

- Analistlere göre şu anda Netanyahu'nun Yugoslavya eski Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç gibi mahkemede cezalandırılması pek mümkün görünmüyor. Ancak İsrail'in en yüksek yetkilisinin siyasi itibarı zedelenmiş durumda ve Siyonist rejimin Batılı ülkelerle ilişkilere büyük ölçüde bağımlı olduğu göz önüne alındığında bu durum iki kat daha önemli. Bu, Refah'a düzenlenen saldırılar nedeniyle Beyaz Saray'la ilişkileri kötüleşen Netanyahu'nun Avrupa Birliği ile ilişkilerini de kötü etkileyeceği anlamına geliyor.

En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler