İsrail’den Zorlu İntikam Nasıl Alınacak? ‘Yeni ve Şaşırtıcı Bir Plan Tasarlanıyor’


İsrail’den Zorlu İntikam Nasıl Alınacak? ‘Yeni ve Şaşırtıcı Bir Plan Tasarlanıyor’

İslam Devrim Muhafızları Eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı ‘İsrail'den intikam, yeni ve şaşırtıcı bir senaryo tasarlanarak alınacaktır ve İslam Devrimi'nin düşmanları, İran'ın her zaman tehditlerle yüzleşmeye ve hakkını savunmaya hazır olduğunu bilmelidir’ ifadelerini kullandı.

Tesnim Haber Ajansı – İslam Devrimi Muhafızları’nın Eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hüccetü-l İslam ve-l Müslimin Hüseyin Taib, Meşhed'de katıldığı ‘Zorluklar ve Fırsatlar; Yaklaşımlar ve Stratejiler’ konulu konferansta İran’ın İsrail’den alacağı intikamın olası senaryolarına değindi ve yanıtın oldukça farklı ve şaşırtıcı olacağını vurguladı.

Hüseyin Taib, konuşmasının ilk bölümünde küresel düzene ilişkin konuşarak: ‘2030 perspektifinde küresel durumu incelemek istersek, bu ufukta birbirleriyle rekabet eden ülkeleri yani Amerika, İsrail ve İran İslam Cumhuriyeti'ni dikkate almalıyız’ ifadelerini kullandı.

İslam Devrim Muhafızları Eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Taib, Amerika’nın, yumuşak ve sert güç kullanarak 1948 yılında dünyanın iki kutbundan biri haline geldiği dönemde Amerika’nın, İngiltere ve Almanya'nın desteğiyle, İslami değerlere karşı bölgesel bir güç olarak İsrail'i kurduğuna işaret etti ve şöyle dedi: 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından ABD, dünyanın tek kutpu haline geldiğini ve yeni bir dünya düzenini getirdiğini açıklamıştı ancak İran İslam Devrimi de bu dönemde kendisine bir taban bularak güç kazanmaya devam etti.

Amerika'nın İran'a sızma ve bölgeye hakim olma planlarına dikkat çeken Hüseyin Taib şunları ekledi: Amerika'nın ulusal güvenlik beyanı 1997 yılında açıklandı ve içinde şunlar belirtildi; İran bölgesel bir tehdit haline geliyor ve 5 yıl içinde büyük bir tehdit haline gelecektir. Bu süreç 2002 yılına kadar devam etti; Amerika, o yıl, zirveye ulaştığı 1991'den bu yana ilk kez düşüşten söz etti ve 2025 yılı Amerikan hegemonyasının devam ettiği yıl olabileceği gibi çöküş yılı da olabilir söylentileri başladı.

Hem Amerika'da hem de dünyada bu meşhur cümlenin iki anahtar kelimesi vardı; Amerika'da değişim. Bu değişim 2001 yılında Cumhuriyetçilerin iktidara gelmesiyle başladı; Ortadoğu'da Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi'ni dikkate almadan, önleyici operasyonlarla askeri saldırılar gerçekleştirmeye, Amerikan ordusunun desteğiyle hükümetleri devirmeye ve yeni hükümetler kurmaya karar verdiler. Ardından sözde demokrasi götürme iddialarıyla ülkelere girdiler. Bush döneminde üç önemli olay yaşandı; İkiz kulelere saldırı, Afganistan'ın işgali ve Irak'ın işgali.

Cumhuriyetçilerin stratejisi başarısız oldu

Devrim Muhafızları’nın Eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı, Cumhuriyetçilerin Ortadoğu'yu ele geçirmekteki başarısızlığına dikkat çekerek şunları söyledi: Amerika, ordusunun üçte ikisini bu bölgeye gönderip 7 trilyon dolar harcamak zorunda kaldı ama Cumhuriyetçilerin stratejisi başarısız oldu. Amerika'nın gerilemesi devam etti ve zirveye ulaşmadı. 2009 yılında yönetim Demokratlara devredildi ve Obama göreve başladı.

Obama yeni bir yaklaşımla ve "akıllı güç" kavramını devreye sokarak Ortadoğu'yu ve İran'ı kontrol altına almaya çalıştı. KOEP ile Demokratlar İran'ı müzakereler ve yaptırımlar yoluyla kontrol altına almaya ve kontrol etmeye çalıştı.

İran'ın Amerikan planlarına karşı hazırlığının önemi

Demokratlar döneminin başarısızlığına değinen Hüseyin Taib: ‘2017'de stratejilerinin başarısızlıkla sonuçlandığı ilan edildi ve hükümet Cumhuriyetçilere döndü, bu kez Trump'ın göreve gelmesiyle yeni bir yaklaşım oluştu ve Trump, Amerikan hegemonyasını sürdürmek için yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğunu duyurdu’ dedi.

Devrim Muhafızları istihbarat örgütünün eski başkanı, İran'ın Amerikan planlarına karşı hazırlıklı olmasının önemine vurgu yaparak şunları kaydetti: Amerika'nın etkisine ve hakimiyetine karşı uluslararası, bölgesel ve ulusal üç eksende hazır olup gerekli önlemleri almalıyız, bu konu kapsamlı bir planlama ve iş birliği gerektiriyor ki bu zorlukların altından gururla çıkabilelim.

Amerika'nın İran'la başa çıkma stratejilerinin işlevsizliği

Hüseyin Taib konuşmasında Amerika'nın İran'la başa çıkabilmek için uyguladığı stratejilerine değinerek şunları söyledi: ABD'nin İran tehdidine ilişkin iki ana stratejisi var; 2009'da İran'ı ele geçirmek için dokuz seçeneğin belirtildiği bir belge yayınladılar.

Bu belgede Amerika, İran'la etkileşime geçmek için havuç ve sopa yöntemini anlatıyor ve diyor ki; Havucun güçlendirilmesi (teşvikler) ve sopanın (tehditler) zayıflatılmasıyla İran toplumunda İslami değerlerin yerini Amerikan değerlerinin alması için kültürel ve yaşam tarzı değişiklikleri yapılabilir.

Ancak Trump bu yaklaşıma karşı çıktı ve şunları söyledi; ‘Bu yanlış bir yol.’ O, havuç ve sopayı çekice dönüştürdü ve şunu vurguladı; ‘İran'ın teslim olması için azami baskı uygulanmalıdır.’

ABD Başkanı; İran, Çin ve Rusya'yı şer ekseni olarak ilan etti ve Trump, İran üzerindeki baskıyı o kadar artırdı ki, İran'ın petrol ihracatı günde 70 bin varile düştü.

Devrim Muhafızları İstihbarat Teşkilatı'nın eski başkanı, Demokratların gelişiyle Amerika'nın yaklaşımının değiştiğine değinerek şunları söyledi: Demokratlar KOEP’e geri döndüler ve İran'ı diplomatik ve müzakere yöntemleriyle kontrol altına almaya çalıştılar ancak bu yöntem de tam anlamıyla başarılı olmadı.

İran Fars Körfezinde ABD’ye meydan okudu

2021 ve 2022 ulusal güvenlik beyanında Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi dört ülkenin ABD'ye yönelik ana tehditler olarak tanıtıldığına değinen Taib şunları söyledi: Biden ikinci açıklamasında üç küresel tehdidi açıklayarak şunları söyledi; ‘Amerika 2025 yılına kadar ya küresel hegemonyaya ulaşır ya da çöküşle karşı karşıya kalır.’

Amerika askeri, ekonomik ve teknolojik güç bakımından hâlâ birinci sırada yer alıyor ancak bu güç henüz hegemonik bir güce dönüşmüş değil. Amerikalılar, Fars Körfezi'ne uçak gemileri göndererek ve güç gösterisi yaparak İran’ı müzakere masasına getirerek tehdit etmeye çalıştı.

Deniz gücünü güçlendiren ve asimetrik bir strateji benimseyen Devrim Muhafızları Donanması, ABD Donanması'nın Fars Körfezi'ndeki hegemonyasına karşı bir meydan okuma donanması haline geldi.

Amerika ve İsrail'in İran'a karşı stratejileri

Devrim Muhafızları’nın Eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı, bölgesel gelişmelere ve ABD ile İsrail'in İran'a yönelik stratejilerine değinerek şunları vurguladı: İran, Hürmüz Boğazı'ndaki stratejik konumunu koruyarak ve askeri alanını güçlendirerek Amerika ve müttefiklerinin istediği düzene meydan okuyabildi ve önemli bir deniz gücü haline geldi.

11 uçak gemisine sahip olan Amerika, direniş gruplarının İsrail'e yönelik saldırılarını önlemek için bazen bölgeye iki uçak gemisi getirip birleşik bir savunma oluşturma tehdidinde bulunuyor ancak deneyimler, bu tehditlerin sonuçta etkisiz olduğunu gösteriyor.

Amerika Üçüncü Dünya Savaşı'yla karşı karşıya kalacak

Amerikan hegemonyasının düşüşüne atıfta bulunan Hüseyin Taib: ‘2026'da Amerika, siyasi ve toplumsal çatışmaların doruğa çıktığı bir seçimle karşı karşıya kalacak. Adaylardan biri (Trump), iktidara gelirse bir daha seçim yapılmayacağına, iktidara gelmezse Amerika'nın üçüncü dünya savaşıyla karşı karşıya kalacağına inanıyor. Amerika'nın ekonomik eğilimi de olumsuzlaştı ve ülkenin borcu yaklaşık 34 trilyon dolara ulaştı’ ifadelerini kullandı.

Biden'ın Netanyahu'yu ikna etme çabaları

‘İsrail de Amerika ile aynı yoldadır’ diyen Hüsyin Taib şunları vurguladı: 1897'de Yahudi devletinin kurulmasından bu yana bu ülke Batılı güçlerin desteğiyle istikrar kazanmayı başarmıştır; Ancak İran'da İslam devriminin gerçekleşmesiyle İsrail'in bölgedeki hegemonyası sarsıldı ve son yıllarda İsrail'in başlattığı her operasyon başarısızlıkla sonuçlandı.

Netanyahu, Lübnan ve İran'la yeni bir savaş tehdidi imajı yaratarak Amerika'nın desteğini kazanmaya çalışıyor ancak Amerikalılar, bölgedeki herhangi bir yeni savaşın yalnızca iç baskıları ve zorlukları artıracağını biliyor. Bu nedenle Biden'ın Netanyahu'yu diplomatik çözüme ikna etme çabaları şu ana kadar başarısızlıkla sonuçlandı.

Netanyahu Amerika'nın sert muhalefetiyle karşılaştı

Hüseyin Taib, Netanyahu'nun, Lübnan ile savaşa başlamak için ABD'den izin ve destek almak amacıyla İsrail ve ABD içinde ciddi bir muhalefetle karşılaştığını belirtti: ‘Netanyahu Amerika'yı savaşa dahil edebileceğine inanmasına rağmen Amerikalılar ona izin vermedi. Hizbullah ve Hamas liderlerini hedef almak için yalnızca sınırlı bir yeşil ışık yaktılar. Ancak Netanyahu'nun bu sınırlı tedbirleri bölgesel bir savaşa dönüştürmeye çalışması ABD'nin şiddetle karşı çıkmasına neden oldu’ dedi.

Amerika İsrail'i tamamen desteklemek zorunda kalacak

Devrim Muhafızları’nın Eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı şunları vurguladı: Netanyahu, Lübnan'la yeni bir savaş başlatması durumunda ABD'nin İsrail'e tam destek vermek zorunda kalacağını düşünüyordu ancak Amerikalılar Mossad, CENTCOM ve CIA'nın üçlü toplantısında İran'a karşı kapsamlı askeri destekten kaçınma kararı aldı. Sadece savunmayı organize ettiler ve İsrail'e eylemlerinin sınırlı ve dikkatli olması gerektiği yönünde çeşitli mesajlar verdiler.

İsrailliler ABD'yi tam askeri destek sağlamaya ikna edemese de Amerikalılar defalarca İsrail'i tedbirli davranmaya çağıran mesajlar gönderdi. İran İslam Cumhuriyeti, Gerçek Vaad Operasyonunda İran topraklarından işgal altındaki bölgelere füze fırlatma ve Amerika ile İsrail'i stratejilerini yeniden gözden geçirmeye zorlama becerisine sahip olduğunu gösterdi.

İsrail sosyal ve ekonomik bir karmaşada

Şu anda sosyal ve ekonomik alanda İsrail’in iç durumu karma karmaşık durumda. Büyük yatırımcılar fonlarını çekiyor ve İran'ın İsrail'in eylemlerine nasıl cevap vereceği henüz bilinmiyor. Allah'ın izniyle İsrail'e karşı intikam amaçlı düzenlenen operasyon sürpriz olacak ve İsrail'in öngördüğü senaryoların kapsamında olmayacak.

İsrail'den intikam almak için yeni bir senaryo tasarlandı

Devrim Muhafızları’nın Eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı şunları söyledi: Hem Netanyahu hem de muhalifleri İsrail'in çöküşün eşiğinde olduğuna ve işler bu şekilde devam ederse Yahudi devletinin 2028'de yok olabileceğine inanmaya başladı. Netanyahu ve radikal ve muhafazakar akımlar, İsrail'in 80. yılını göremeyeceğini ve önündeki zorluklarla yüzleşmek için yeni çözümler araması gerektiği görüşünde.

Allah'ın izniyle İsrail'den intikam, yeni ve şaşırtıcı bir senaryo tasarlanarak gerçekleştirilecek ve İslam devriminin düşmanları da bilmelidir ki İran her zaman tehditlerle yüzleşmeye ve haklarını savunmaya hazırdır.

En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler