Siyonistlerin Sınır Ötesi Yenilgisi; Kabus Gerçek Oldu
Pazar günü bir Ürdün vatandaşının, Batı Şeria ile Ürdün arasındaki Allenby Köprüsü Sınır Kapısı yakınlarında düzenlediği Siyonist karşıtı operasyon, işgalcilerin yıllardır korktuğu kabusun gerçekleştiği anlamına geliyor. Bu kez Filistin sınırları dışından gerçekleşen şehadet operasyonuyla İsrail'in güvenlik ve casusluk sistemine büyük bir darbe vurulduğu belirtiliyor.
Tesnim Haber Ajansı- Pazar günü bir Ürdün vatandaşı, işgal altındaki Batı Şeria ile Ürdün arasındaki Allenby Köprüsü Sınır Kapısı yakınlarında düzenlediği şehadet eyleminde üç işgalciyi öldürdü.
39 yaşındaki Mahir Dhiab Hussein Al-Jazi’nin düzenlediği anti-Siyonist operasyon birçok mesaj taşıyor. Filistin sınırları dışında da İsrail karşıtı operasyonlar yürütmek, Siyonist rejimin güvenlik ve casusluk servislerinin geçtiğimiz yıllarda sürekli konuştuğu bir kabustu.
Filistin Dışında İsrail'in Güvenlik ve Casusluk Kurumlarının Başarısızlığı
Batı Şeria sınırında 3 işgalci İsrail askerini öldüren Ürdünlü kamyon şoförü Mahir El Cazi'nin eylemi, İsrail'in Gazze ve Filistin’e yönelik uyguladığı şiddetin ve zulmün Ürdün toplumunda yarattığı öfkeyi yansıtıyor.
Ürdünlü bir kişinin Filistin dışından şehadet operasyonu gerçekleştirmesi, öncelikle Siyonist rejimin güvenlik ve casusluk sistemine büyük bir darbe indirdi; Çünkü bu operasyon çok kritik bir nokta ve zamanda gerçekleşti. Gazze Şeridi'nde 6 Siyonist esirin öldürülmesinin ardından işgal altındaki Filistin topraklarının tamamı işgalci rejimin kabinesine karşı ayağa kalktı ve protestolar dinmek bilmiyor. Gazze'de ateşkes anlaşmasını imzalamayan Netanyahu ve kabinesi protesto ediliyor. Son dönemde oldukça etkili olan ve Siyonistlere ciddi kayıplar veren Batı Şeria'da yaşanan olaylar ve bu tür operasyonların gerçekleştirilmesi, işgalci rejimin iç cephesindeki durumu daha da gergin hale getiriyor.
Siyonistlerin Şehadet Operasyonları Korkusu
Allenby Köprüsü Sınır Kapısı yakınlarındaki operasyon, Netanyahu'nun Siyonist askerlerin bölgede kalması yönündeki ısrarı nedeniyle İsrail ile Mısır arasında ortaya çıkan gerilimin yanı sıra, işgal karşıtı eylemlerin sadece Filistin bölgeleriyle sınırlı olmadığını ve bu zihniyetin Filistin sınırlarının ötesine de yayıldığını gösterdi. Philadelphia Koridoru’nda ise Mısır sınırından İsrail'e yönelik bu tür operasyonların tekrarlanması konusunda Siyonist çevrelerde birçok endişeye neden olduğu söyleniyor.
Öte yandan, Gazze'deki işgalci rejimin Filistin halkına karşı işlediği vahşi saldırılara karşı Müslümanların ve Arapların öfkesini artırıyor. Siyonistler, sıkı güvenlik önlemlerine rağmen bu tür operasyonların tekrarını engelleyemiyor; Özellikle İsrail'le hain normalleşme anlaşmaları imzalayan ülkelerin halklarından gelen bu tür eylemler, Tel Aviv rejiminin Arap rejimleri yle imzaladığı uzlaşma anlaşmalardan elde ettiği kazanımları giderek kaybetmesine neden oluyor.
Ürdün vatandaşının Kahramanca Operasyonuna Siyonistlerin Tepkisi
Ancak her zamanki gibi her anti-Siyonist operasyonun ardından İsrail rejiminin faşist örgütlerine bağlı aşırı sağ medyası devreye girdi. Ürdün vatandaşının şehadet operasyonunu "terör saldırısı" olarak tanımlayan İsrail medyası, bunun Arap ile İslam milletlerinin İsrail'e olan nefret ile herhangi bir ilgisinin olmadığını yansıtmaya çalıştı.
Batı Şeria'da Ürdün Vadisi Konseyi olarak bilinen örgütün başkanı, İsrail karşıtı bu operasyonun ardından Ürdün'de kökleri Batı Şeria'ya dayanan Hamas'ı destekleyen Arapların bulunduğunu ve bu tür olayların devam edeceğine inandıklarını söyledi. Ona iddiasına göre, yıllardır İsrail'in başına bela olduğu için Tel Aviv'in egemenliğinin Ürdün Vadisi'ne yayılması gerekiyor.
Bu rejimin savaş bakanı Yoav Gallant da, Direniş Ekseni'ni Batı Şeria'daki bu tür operasyonları kışkırtmakla suçlamaya çalıştı. Ürdün vatandaşının Siyonist karşıtı bu operasyonuna tepki gösteren Netanyahu, oldukça öfkeli bir şekilde şunları söyledi: "İsrail ölümcül bir ideolojiyle kuşatılmıştır."
İsrail medyasının yanı sıra çok sayıda rejim yetkilisi Netanyahu'nun "mutlak zafer" sloganıyla dalga geçerken, Netanyahu Gazze savaşında mutlak zafer konusundaki ısrarını bir kez daha vurgulayarak, "Ortadoğu'da bir kılıc gücü olmadan yaşayamazsınız." dedi.
Ürdün vatandaşının Siyonist karşıtı operasyonunu hakkında Netanyahu, "Bugün zor bir gün. Son günlerde de sabotajcılar (şehadet operasyonlarını yürütenler) 3 İsrail polisini soğukkanlılıkla öldürdüler, hepimizi öldürmek istiyorlar ve İsrailliler arasında ayrım yapmıyorlar." ifadesini kullandı.
İsrail'in Üçüncü Filistin İntifadası Kabusu
Gözlemciler, Gazze savaşı bataklığına saplanan Siyonist rejimin yaklaşık iki hafta önce işgal altındaki Batı Şeria'da başlattığı ve onlarca Filistinlinin şehit olmasına yol açan geniş çaplı baskınların bölgede durumun patlamasını körüklediğine inanıyor.
Siyonist rejimin faşist iç güvenlik bakanı Itmar Ben-Gvir, Ürdün ve Batı Şeria sınırında gerçekleştirilen şehadet operasyonunun ardından şunları kaydetti: "Bizim yürüttüğümüz savaş sadece Gazze ve Hizbullah'a karşı değil; Aynı zamanda Batı Şeria'ya da karşıdır. Geçen hafta Başbakan'dan savaş hedeflerini Batı Şeria'da zafere kadar genişletmesini istedim ve bu hedefe ulaşmak için mücadele etmeye devam edeceğim."
Siyonist medya ve çevreler, Ürdün vatandaşının icra ettiği şehadet operasyonu öncesinde, özellikle Netanyahu'nun kabinesindeki bakanların sert tutumlarının gölgesinde, Batı Şeria'da artan gerilime geniş yer ayırmıştı. Yapılan analizlerde, Batı Şeria'daki durumun tırmanmasından Itmar Ben-Gvir ve rejimin maliye bakanı Bezalel Smotrich'in de aralarında bulunduğu İsrail'in radikal bakanlarının doğrudan sorumlu olduğu kaydedildi. Analize göre, Yahudi bayramı yaklaştığı için önümüzdeki ayda yerleşimci saldırılarının Mescid-i Aksa'ya yayılma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle durum Üçüncü Filistin İntifadası boyutuna varabilir.
Bu doğrultuda Siyonist rejimin Kanal 12 televizyonu, İsrail ordusunun, polis ve güvenlik güçlerini yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'daki provokatif eylemlerinin genişlemesini engellememesi nedeniyle eleştirdiğini bildirdi. İsrail ordusu mevcut durumda bu tür davranışların gereksiz gerginliklere yol açacağını savundu.
Mescid-i Aksa'daki yerleşimcilerin provokatif eylemleri, Itamar Ben-Gvir'in büyük teşvikiyle gerçekleştiriliyor ve kendisi geçtiğimiz ay Mescid-i Aksa'da bir Yahudi sinagogu inşa etmeyi planladığını açıklamıştı; Bu, Filistinlilerin büyük tepkisini çekti.
Öte yandan Yediot Aharanot gazetesinde yayınlanan yazıya göre, yerleşimcilerin farklı bölgelerdeki Filistinlilere yönelik şiddet saldırıları ve Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlar, Filistinli gençleri direniş gruplarına katılmaya yöneltiyor. İsrail büyük bir patlamanın eşiğinde.